Baykal Kaseti Ergenekon İşi

12 Mayıs 2010 Çarşamba


Deniz Baykal ile Nesrin Baytok’a ait olduğu söylenen sex kaseti, CHP Kurultayı’na iki hafta kala internette video paylaşım sitelerine servis edildi.
Cumhurbaşkan Abdullah Gül başta olmak üzere konuyla ilgili yorum yapan siyasetçi ve entelektüeller, olayın etik boyutu ile ilgili görüş beyan etti. Özetle, “Belden aşağı vurmak ayıp, ahlaksızlık” dendi.

Sonra sorular soruldu, “Kim yaptı… Amaç neydi?” Cevaplar da bulundu elbet. Derin analizler yapıldı.

Ancak, “Kim yaptı?” sorusu ile “Amaç neydi?” sorusunun yanıtları, polis kayıtlarına delilli isbatlı girmediği sürece kim ne söylerse söylesin boş.

Tabi bu soru cevap furyasında paranoyasını konuşturanlar çoğunlukta. Neler neler söylüyorlar bir bilseniz.

Kasetin “koca” şantajı olmasından tutun da, cemaat işi olduğuna; tam da referandum arifesinde ekmeğine yağ süreceği için AKP iktidarına ve CHP içindeki parti içi muhalefete varıncaya kadar neler neler konuşuluyor.

Yani Baykal’ın sex kasetinin tam da bugünlerde ortaya çıkmasının kime faydası olacağı ve amacının ne olduğu sorusuna yanıt aranırken olasılık hesabı sınır tanımıyor.

Herkes dedektif, herkes kriminalist. ÖSS’de ümidini yitirmiş öğrenci hesabı salla sallayabildiğin kadar. Nasıl olsa 4 yanlış 1 doğruyu götürmüyor. Zaten kimse de yanlış söylemiyor.

E müsadenizle ben de bir tahminde bulunayım. Bana sorarsanız Baykal’ın sex kaseti, ERGENEKON’un işi.

Nerden mi biliyorum?

Buradan. Buyurun:

Ergenekoncular demiyor muydu, “AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın alternatifi yok… Baykal ile bu iş olmaz. O, CHP’yi AKP gemisine filika yaptı.”

İşte Ergenekoncuların Baykal’ı yok etme planı:

Baykal iki hafta kalmış kurultaya kendinden emin adımlarla ilerlerken, böylesine sürpriz bir kaset karşısında istifa etmek zorunda kalacak; hazır kurultay da toplanmış; biraz hır- gür yaşansa da tereyağından kıl çeker gibi Baykal’ı CHP’nin tepesinden indiririz. Yerine de toplumun daha ılımlı bulduğu; Meydan Larousse Ansiklopedisi’nin, “hizipçi” tanımına örnek gösterilmemiş bir ismi oturturuz. Yıpranmamış, halka güven telkin eden bir isimle (mesela Kemal Kılıçdaroğlu. Olmadı NATO’nun Afganistan Kıdemli Temsilcisi Hikmet Çetin) AKP’nin oylarını aşağı çekeriz. Koalisyon hükümetleri ile de Erdoğan’dan, dolaysıyla Fethullah kıskacından kurtuluruz. Biz de ılık sularda rahat rahat ‘derin dalışlar’ yaparız… vs vs.
Saçma bir senaryo mu dediniz?
“Ergenekon öyle bir örgüt ki, ona üye olduğunu bilmeyen insanlar bile var” diyen bir adamın halüsinasyonları, kendisini demokrasi havarisi ilan eden bir gazetede köşe yazısı diye yayınlanıyorsa benim bu mavramı yabana atmayın.
8 Mayıs 2010

0 yorum:

 
 
 
 
Copyright © güvence