DAHA AÇIK NASIL YAZILIR?

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Almanya’da yayınlanan NZZ Am Sonntag gazetesinin Pazar günkü sayısında Silke Mertins, Türkiye-İsrail ilişkilerini irdelendi.Biz yorum yapmadan yorumcunun yorumunu aynen iletiyoruz size:

Mavi Marmara baskınının ardından Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkiler, tarihinin en kötü dönemini yaşamaya başladı. Ancak, iki ülke de en azından şimdi tekrar konuşabiliyor. Bu konuşma öncesi Türkiye Başbakanı, Toronto’da Obama ile bir görüşme yaptı. Görüşme gecikmeli başladı. Obama Erdoğan ile ne fotoğraf çektirdi ne kameralara poz verdi, ne de ortak basın toplantısı yaptı.
Birleşik Devletler Başkanı tarafından böyle bir muameleye maruz kalmış bir kişi, ABD Başkanının kendisine ciddi bir şekilde kızgın olduğundan emin olabilir. Obama, Toronto'da daha da ileri gitti.

Başkanla görüşmenin "samimi, açık ve dürüst" geçtiği belirtildi. Bu açıklamaların diplomasi dilindeki tercümesi: "Gerilim yüksekti." 

Amerika’nın bir süredir bazı açıklamalarında Türkiye'yi "stratejik ortak" olarak tanımlamaması dikkat çekiyor. Batılı diplomatlar, ABD Başkanı’nın Erdoğan'ın İran’a bu kadar yaklaşmasından dolayı soğuk davrandığını söylüyorlar ve, bunun Türkiye’ye, “İran Cumhurbaşkanı’na bu kadar sempati gösteren Türkiye bizim dostumuz olamaz" mesajı içerdiğini belirtiyorlar.

Beyaz Saray, Ankara'nın sadece İran ve Suriye'ye yanaşmasından değil, İsrail ile yaşanan tehlikeli çatışma eğiliminden dolayı da üst düzey alarm durumunda. Türkiye’nin İsrail ile ilişkileri, iki yıldır sert bir
düşüş eğiliminde. Yardım konvoyuna yapılan baskına kızgınlığı nedeniyle Türkiye son olarak hava sahasını İsrail askerî uçaklarına kapattı.

Washington, iki müttefikin tekrar yakınlaşmasından yana. İsrail'in eski Türkiye Büyükelçisi Eli Shaked "Amerika baskısı etkisini gösterdi" diyor.

Gerilimi azaltması öngörülen görüşmeler Brüksel'de yapıldı. Türk gazetelerinin haberlerine göre, Türkler ve İsrailliler tarafsız bir isim altında lüks bir otele yerleştiler. Bir tarafta Başbakan Binyamin Netanyahu'nun güvenine sahip İsrail Ticaret Bakanı Binyamin Ben-Eliezer, diğer tarafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yakınlığı ile ve Türk dış politikasının mimarı olarak tanınan Ahmet Davutoğlu.

İsrail hükûmet çevrelerindeki rahatlama oldukça yüksek, zira "bu fiyasko İsrail çıkarlarına uygun değil ve İsrail tarafından da yaratılmadı." İsrail  Dışişleri Bakanlığı eski Genel Müdürlerinden Alon Liel, "15 yıl süren bir ilişkinin bitmesinden dolayı büyük bir düş kırıklığı yaşanıyor" diyor.

Gerçi bir uzlaşmadan oldukça uzaklar. Türkiye, İsrail'den yardım konvoyuna yapılan baskın nedeniyle özür dilemesini ve uluslararası soruşturma talep ediyor. İsrail bunu reddediyor. Netanyahu ise, "İlişkilerin kötüleşmesini frenlemek iyidir" diyor.

Netanyahu bu gizli görüşme için koalisyon krizini bile göze aldı. Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, Brüksel'deki gizli buluşmayla ilgili bilgilendirilmemişti ve bu nedenle kırgındı. Aslında İsrail'de herkes Erdoğan'ın, sorunun çözümü için hangi uzlaşmayla gidilirse gidilsin, memnun olmayacağı konusunda hemfikir. Shaked, Erdoğan'ın bu krizi istediğini vurgulayarak "Krizin, hükûmetinin ve ülkesinin çıkarına olduğuna inanıyor" diyor.05.07.2010

0 yorum:

 
 
 
 
Copyright © güvence