“EZBER BOZMAK” ADINA DARBE DE İSTER MİSİN?

13 Temmuz 2010 Salı

Cengiz GÜVEN

Vücudunda ağarmadık kıl kalmamış 63 yaşındaki eski genel yayın yönetmeni, son günlerde “ezber bozmaca” oynuyor. Neredeyse çeyrek yüzyıldır yönettiği gazetenin logosundaki, “Türkiye Türklerindir” sloganına inat, ezber bozmak adına, “Türklerle Kürtler birlikte yaşamak zorunda mıdır?” diyor.

Her şeyden önce sizinki, “ezber bozmak” değil Sayın Özkök. Ezberini bozduğunu sandığınız bu halkın arasında 20 yıldır, “Verelim kurtulalım” diyen milyonlarca insan var ve köy kahvelerinden ev sohbetlerine varıncaya kadar hemen her yerde bu tartışılıyor.

Fakat sokaktaki vatandaş bile bunu dile getirirken otokontrolü elden bırakmıyor. En azından öfkeyle kalkmanın zararla oturuşu olduğunu biliyor. Kendisi buna razı olsa bile devletin asla kabul etmeyeceği inancını zedelemiyor. Çünkü Anadolu’da halâ Devlet’e olan inanç sandığınız kadar hasar almadı.

Siz Türkiye’nin aklı başında bir yazarısınız. 18’lik delikanlılar gibi “ezber bozacağım” diye ülkenin muvazenesini bozamazsınız. Ezber bozmanın yolu, ülkenin birliğini, dirliğini bozmaktan geçmiyor. Bulunduğunuz konum itibarı ile terör denilen melanetten ülkenin nasıl kurtulacağına reçete üretmek zorundasınız.

Sizin yazılarınızı ve hayat hikâyenizi kendilerine rol-model seçen milyonlarca genç yazar adayı, sizin gibi ezber bozmaya kalkarsa neler olur hiç düşündünüz mü?

Şimdi buradan soruyorum. Dünyanın hangi ülkesinde bir yazar, ülkesinin bölünmesinden, etnik grupların birbirinden ayrı yaşamasından söz eder de o yazar demokrasi havarisi ilan edilir?

Bölünmeden terörü yok etmek arzusu, antidemokratiklikse onu da bu millet bilmeli.

Sizin derdiniz, ülkenin terör belasından kurtulması mı, yoksa ezber bozarak ününüze ün katmanız mı? Terörle mücadelede bölünmeyi referans göstermek, demokratlık değil, korkup kaçmaktır. Teröre teslim olmaktır. Türk ve Kürt’ün ayrı yaşaması halinde “terörle mücadele” kavramının ebediyen toprağa gömüleceğini sanırsanız çok aldanırsınız.

Eğer böyle düşünüyorsanız Suriye’nin, Suriye’yi finanse eden Avrupa ve ABD’nin, İran’ın, Irak’ın, Rusya’nın, Bulgaristan’ın, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin, 40 yıldır elbirliği ile ne yapmaya çalıştığını bilmiyorsunuz demektir.

Ezber bozmak, demokrasi kültürünün kriteri değildir. Ezber bozmak, “verip kurtulmak” değildir. Ezber bozmak, kahramanlık değildir. Ezber bozmak, sonu gelmez bölünmenin yolunu açmak değildir. Ezber bozmak, şeytanın avukatlığını yapmak değildir.

Herkesten önce sizin, sorunun menşeini bilmeniz gerekir. Eğer sandığınız gibi PKK bir Kürt ayrılıkçı hareketi olsa ve ülkedeki Kürtler de bu hareketin destekçisi olsaydı 3 hafta önce çıktığınız Paris gezisinden dönemezdiniz. Eğer Türkiye, bir Kürt ayaklanması yaşasaydı, Muğla’nın Akbük Koyu’ndaki “mabediniz”de rahat rahat şarap yudumlayamazdınız.

Sonuç itibarı ile, Türkiye’nin terör belasından kurtulması için ülkedeki Türklerle Kürtlerin ayrı yaşamasını önermek, ezber bozmak ya da demokratlıksa, terörü bitireceğine kesin gözüyle bakılan askeri darbeye “evet” demeniz daha büyük bir demokratlık olacaktır. Ne de olsa size “ezber bozacak” bir manivela lazım.



Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir pâye, kavuk sallamayınca,
Kürsî-i liyakat, puşt olanındır!

13 Temuz 2010

0 yorum:

 
 
 
 
Copyright © güvence