"ABD’SİZ SORUŞTURMA ŞART"

9 Haziran 2010 Çarşamba


İsrail’in The Jerusalem Post Gazetesi, Mavi Marmara saldırısı ile çıkmaza giren iki ülke arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi için “serbest düşüş” yerine “paraşütle atlayış” önerdi.

Oded Eran imzasıyla yayınlanan yorumda, Türkiye ile İsrail ilişkilerinin dökme kurşun operasyonundan sonra bozulmaya başladığına dikkat çekildi.

Erdoğan’ın o günlerde yönünü Batı’dan Doğu’ya çevirdiğini belirten yazar, ilginç bir ifade kullanıyor ve, “Türkiye'nin stratejik görünümündeki daha geniş ve dramatik değişimin bir parçası olduğu konusunda artık yeterli kanıt var” diyor. Oded Eran, yazısında şu görüşlere yer veriyor:

“Ankara, Avrupa Birliği'ne katılım ihtimalinin zayıfladığı değerlendirmesi yapmakta haklı. Her hâlükârda AB ile müzakereler, AKP’nin, diğer güç merkezi olan ordunun zayıflatılması amacına hizmet etti.Batı ile ekonomik köprüleri yakmadan yakın komşulara dönmek, İslam ile güçlü ideolojik bağı bulunan rejim için mantıklı bir strateji olarak görülebilir.

Sorun şu ki, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Türkiye'nin komşuları ile sıfır sorun politikası izlerken İsrail'in güvenlik endişelerini canlandırıyor, iki bölge gücü arasında çatışma konularını biriktiriyor.

Dolayısıyla Tahran-Şam-Hamas-Hizbullah arasında köprüler kurmak, Mavi Marmara olaylar zinciri için zemin olarak görülmelidir. İsrail fazla hararetli Erdoğan ile ilişkilerinde, özellikle de Dökme Kurşun Operasyonu sırasında taktik hatalar yapmış olabilir.”

İsrail’in Mavi Marmara baskını nedeni ile uluslar arası soruşturma komisyonu kurulmasını kabul etmesi gerektiğini belirten yazar, bu soruşturma komisyonunda ABD’nin bulunmamasına, gelecekte ABD-Türk-İsrail ilişkilerini daha da kötü bir noktaya taşıması endişesi ile karşı çıkıyor.

ABD’nin Türkiye’in iddiaları ve İsrail’in karşı iddiaları arasında hakemlik yapmasının faydadan çok zarar getireceğine işaret eden yazar, ABD hakemliğinin bu noktada hata olacağını vurguluyor.

Yazar, tamir edilemeyecek seviyeye gelen Türk-İsrail ilişkilerinin onarılmasının hala mümkün olduğuna işaret ederek şöyle diyor:

“Gazze'ye abluka anlamında sessiz bir diplomasi yürütülmesi makul olur. İsrail bütün gıda, çimento ve metal yardımlarının gözetimi altında bölgeye girmesine izin vermelidir.
Bu durumda Türkiye merkezî bir rol oynayabilir, böylece iki hükûmete krizden onurlu bir şekilde çıkma imkânı yaratılmış olur ve ikili ilişkilerde serbest düşüş yerine paraşütle atlayış yaşanır. Türkiye'nin

özel sektörü Batı Şeria'nın ekonomik kalkınmasına olumlu ve yapıcı bir şekilde dâhil oldu. Türkiye ve İsrail'in karşılıklı ekonomik çıkarları var. Zengin doğal gaz rezervlerinin keşfedilmesi, Avrupa'yı doğal bir pazar ve Türkiye'yi de önemli bir bağlantı hâline getirir. İki devlet eğer çatışan bölgesel çıkarlarını uzlaştırmanın bir yolunu bulamazsa büyük fırsatları kaçırmış olur.” 09.06.2010

0 yorum:

 
 
 
 
Copyright © güvence