BM’DE İRAN POLİTİKAMIZI KİM YÜRÜTÜYOR?

14 Mayıs 2010 Cuma

Türkiye’nin BM’de İran’a yeni bir yaptırım kararı çıkmasını engellemek amacıyla el altından faaliyet yürütmesi, Avrupa’yı rahatsız etti.

Avrupa basını, Türkiye’nin bu tutumunu “Gizli taarruz” olarak nitelerken, Batı dünyası, Türkiye’nin arabuluculuk çabasından da yeni yaptırımlara muhalefet etmesinden de endişeli. Avrupa’yı asıl çıldırtan ise, Türkiye’nin, “arabuluculuk çalışmalarımın sonucu ne olursa olsun İran’a yaptırımlara kesinlikle oy vermem” demesi.

İran’a karşı tam anlamı ile seferberlik ilan etmeye çalışan dünyanın karşısında tek başına muhalefet yapan Türkiye,

Irak Savaşı’nın mağduru olarak pek çok ülke tarafından haklı bulunurken, izlediği bugünkü politika ile Fransa’nın 2003’teki Bush yönetimine karşı direnişi ile özdeşleştiriliyor.

Batı dünyası, bu noktada Türkiye’nin İran’a ambargo uygulanmasına karşı çıkışının nedenlerini sorgularken iki tespit yapıyor:

1- Türkiye’nin İran’da hidrokarbür sektörüne milyarlarca dolarlık yapmaya hazırlanması ki, BM ambargosu, bu yatırımı sekteye uğratır.

2- Başkent Ankara’da hızlı yükselişi ile göz kamaştıran, siyasi nüfuzu engellenemez şekilde büyüyen Türk işadamı sınıfı... Daha çok İran’daki Azeri kökenlilerle ticari ilişki içerisinde olan bu yeni sınıf, İran ile ticari ilişkilerini sekteye uğratacak her türlü engele karşı amansız mücadele veriyor.

İran’a ambargonun engellenmesi ya da BM’deki diplomatik çabalardan tamamen bağımsız bir endişeyi buarada dile getirmek gerekiyor. BM’deki diplomatik ilişkilerimiz nasıl yürütülüyor? Kim ya da kimler yürütüyor? Bir zümrenin çıkarı, ülkenin çıkarlarının bu denli önüne geçebilir mi? Artık uluslararası boyutta lobi faaliyeti yürütebilen bu yeni işadamı tipolojisinde kimler var? Bunu bize Ankara’nın yeni vergi rekortmenleri gösterecek. Bekleyip göreceğiz.
14.05.2010

0 yorum:

 
 
 
 
Copyright © güvence